14 Ekim 2007 Pazar

YERE DÜŞEN DUALAR - SEMA KAYGUSUZ

Sema Kaygusuz müthiş bir yazın diline sahip. Öykülerinde sözcükleri o kadar hareketli ve yeniliğe açık ki, okurken kendimi bir atlının peşinden koşar gibi hissederim.

Yazarın romanını okumaya başladığım an; farklı, romanının kendine has oturaklı dili’yle karşı karşıya kaldım. Ağır ağır, sindire sindire okudum her sözcüğünü. Anlatısının içerisinde şimdiye kadar başkasında kolay kolay duymadığım sözcüklerle karşılaştım. Şehirdeki günlük yaşantımızda işitme imkanı bulamadığımız bu sözcükleri en ufak bir iğretilik hissi yaratmadan kullanmış olması yazarın derin bir halk kültürüne sahip olduğunun göstergesi. ‘Fırdolayı, sitteisevir, abraş, ufunet, dağdağalı, vb…’

Yaşanmışlık, o yaşanmışlığa hakimiyet var yazdıklarında. Bir yazarın ilk romanı olması açısından ‘Yere Düşen Dualar’ çok başarılı. Romanın iki bölümü “üzüm” ve “altın” birbirinden ayrı anlatılar gibi dursa da, dikkatli okur bölümler arasındaki ilişkiyi mutlaka yakalayacaktır.

Çingene kökenli insanların yaşadığı adada başlayan anlatı şarap yapan kadının Lodos Kitaplığı’nı kurması ve Latife Keşal’in kahve falı üzerine kurmuş olduğu kehanetleri ile birlikte ikinci bölümde ‘Çingene mitolojisine ait hikayelerin anlatısına dönüşüyor.

Lodos Kitaplığı’nın sahibi kehanetle birlikte kendi soyunun geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuklar kişinin yaşanmışlıklarıyla birlikte kapalı gözlerinin adım adım açılışını sunuyor okurun bilgisine. Nesilden nesile aktarılarak gelen kültürel mirasın çingene mitolojisindeki varoluşundan bahsediliyor.

Anlatı boyut değiştirdikçe anlatıcılar da boyut değiştiriyor eserin içerisinde. Üzüm bölümünde ağırlığı 1.tekil’in ağzından devam eden anlatı, ikinci bölümde katmanlara ayrılıyor. Ben, sen, o oluyor yerine göre. En çok da hikaye anlatıcısıyla karşı karşıya kalıyoruz. Miş’li geçmiş zamanın eşliğinde yazarın eseri “mit” leşiyor adeta.

Kitabın ikinci bölümünü tamamladıktan sonra birinci bölüme dönüp aldığım notları, altını çizdiğim yerleri tekrar okumak durumunda kaldım. Eserin iki bölümü arasındaki bağlantıyı netleştirebilmek için bunu yapmalıydım.

Ey okur! Bu ki-tabı okumaya niyetleniyorsan zamana ihtiyacın var. Dikkatli ol. Eğer apartman dairesinde hayattan uzak yetişdiysen belleğinde bulanık kalan noktalar olacaktır. Eğer benim kadar şanslıysan kütüphanendeki tüm Türk Dili sözlüklerini karşına açacaksın. Hepsinde ayrı şeyler arayacaksın. Bulamayacakların olacak, üzülme. Romanı gerçek bir bütünlük içerisinde okumuş isen o birkaç kelimeyi Kaygusuz’un kendi yaratmış olduğu sözlük içerisinde bulacaksın.
Serap YENİLMEZ
14.10.2007

Hiç yorum yok: